Uzmanlar, geri dönülemez tahribata yol açan doğa katliamlarını “Ekokırım suçu” olarak adlandırıyor. İliç’te yaşananın da bir ekokırım suçu olduğunu söyleyen yaşam savunucuları, felaketin etkisinin yıllarca süreceğini belirtiyor.
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan İklim Adaleti Koalisyonu Ekokırım Çalışma Grubu üyesi İlksen Dinçer Baş, “İliç’te ekokırım suç tarifinin tüm unsurları yerine gelmiştir. Bu durumdan geri dönüş yok. Ne yapılırsa yapılsın, oradaki siyanür hiçbir şekilde temizlenemeyecek” dedi.
Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Canlıları korumaktan çok kuşların su içtikten sonra nasıl can çekişerek öldüğünü gizlemeye çalışıyorlar. İliç’te sadece insan değil tüm türlerin canına kast edilmiş durumda. Bir tür kırımı meydana gelecek. Gelecek kuşaklara da etki edecek.”
9 İLİMİZ VE 3 ÜLKE TEHLİKEDE
Genel Sağlık-İş Sendikası heyeti, maden faciasının ardından bölgede incelemelerde bulundu. Cumhuriyet’e konuşan sendika genel başkanı Derya Uğur, Fırat Nehri’nin Türkiye’nin 9 ilini ve 3 ülkeyi etkileyebilecek boyutta olduğuna dikkat çekti.
Uğur şöyle devam etti: “Yetkililer siyanür ölçümlerinin düzenli yapıldığını ve ölçümlerde siyanüre rastlanmadığını iddia etse de yağan yağmurlardan dolayı bu bilgiye inanmak mümkün değildir. Siyanürün ve ağır metallerin Fırat suyuna karışması ve yeraltı kaynaklarımıza ulaşması insan sağlığı açısından tam bir felakettir. Siyanürün insan vücuduna ağız, solunum, deri yoluyla alınması; ani ölümlerden tutun da tüm vücutta görülebilecek kanserlere, kalp yetmezliğinden merkezi sinir sistemi tutulumuna bağlı hastalıklara sebep olabilir. Bölgede acilen hastane kurulması gerekir.”