-
Haber7
Bazen eğlence, bazen iletişim, bazen propaganda, reklam ve PR aracı olan sosyal medya mecraları vasıtasıyla, bir yandan olaylar ve haberler geniş kitlelere yayılırken; bir yandan da algı oluşturulabiliyor, sonra bu algı yönetilebiliyor, daha sonra da kitlelere yönlendirme yapılabiliyor ve bilinçaltı mesajlar verilebiliyor. Dünya’nın çeşitli karmaşalarla adeta altüst olduğu bu döneme sosyal medya damga vurdu. Türkiye’de sosyal medya konusunda yazılan ilk kitap olan Sosyal Medya Savaşları kitabının yazarı Ümit Sanlav, o yıllarda biraz radikal bir isim gibi gözüken bu başlığın, günümüzde tam anlamıyla yaşandığını ifade etti. Sosyal medya araştırmacısı Ümit Sanlav “Ukraynalıların, Rusların, İsrailli bebek katillerinin sosyal medyaları var da, soykırıma uğrayan Filistinlilerin sosyal medyaları yok mu? Nerede Gazze’de öldürülen 40’ı aşkın gazetecinin haberleri? Soykırımın görüntüleri neden filtreleniyor, gölge yasaklamaya maruz kalıyor” dedi.
Sosyal medyanın daha önce de Arap Baharı, Rusya, Brezilya ve ABD’de gerçekleşen Ferguson olayları gibi sayısız örneklerin yanı sıra, ülkemizde de Gezi Parkı, Berkin Elvan olayları, Kobani eylemleri gibi birçok kitlesel olayda başrol oynadığını ifade eden Ümit Sanlav, “Güvensizlik algısı yaratsa da, çok büyük oranda bilinçaltında şartlanmalar oluşturan sosyal medya, adı konulan ya da konulmayan tüm savaş, mücadele, algı ve kitle yönetimi gerektiren her türlü aksiyonda, başrol oynuyor.” dedi.
“SAÇIN SARIYSA DÜNYA AYAĞA KALKAR, SİYAHSA LAL OLUR BÜTÜN MECRALAR”
İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği soykırımın sosyal medya yansımalarını değerlendiren ve kelimenin tam anlamıyla sosyal medyada da bir savaş yaşandığını belirten Sanlav şu şekilde konuştu:
SHADOWBAN (GÖLGE YASAKLAMA) NEDİR?
“İÇERİKLER KALDIRILIYOR”
“HESAPLARI ASKIYA ALINIYOR”
SOSYAL MEDYADA HASTHAG SAVAŞLARI