Doğu Finlandiya Üniversitesi‘nde gerçekleştirilen bir araştırma, araç trafiğinin koku alma mukozasını ve temel duyularımızdan birini potansiyel olarak bozabileceğini gösterdi.
Araştırmacılar, emisyonların gen ifadesi üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde inceleyerek, fosil ve yenilenebilir dizel yakıtlar arasındaki farkları, partikül filtrelerinin etkinliğini ve çağdaş son işlem teknolojilerinin emisyonlar üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Yapılan moleküler düzeydeki çalışmada, çok sayıda hücre düzenleme sisteminde aksaklıklar tespit edildi.
Özellikle, fosil dizel ile karşılaştırıldığında, yenilenebilir dizelin daha az olumsuz etkisi olduğu belirlendi. Motor son işlem cihazlarının etkinliği, temiz motor teknolojisiyle çalışan yenilenebilir dizelden kaynaklanan emisyonların hücre çalışmasında minimum değişikliklere neden olduğunu gösterdi.
Bu çalışma, ultra ince partiküllerin koku alma yolu üzerinden beyinde zararlı etkilere yol açabileceğini ve organik maddelerin eksik yanması sırasında oluşan polisiklik aromatik hidrokarbonların insan koku alma mukozası hücrelerinde enflamatuar yanıtı ve ksenobiyotik metabolizmasını bozabileceğini destekleyerek önceki araştırmaları doğruluyor.
Çalışmanın önemli bir yönü, insan hücrelerinden türetilen bir koku mukozası modelinde ultra ince partiküllerin zararlı etkileri hakkında bilgi sunarak toksikolojik endişeler için potansiyel azaltma ve önleme stratejileri için temel oluşturmasıdır. Bu çalışma, Science of The Total Environment dergisinde yayımlandı.
Koku mukozası hücrelerinin toplanması gönüllü bağışçıların katılımını içeriyordu ve Kuopio Üniversite Hastanesi ile işbirliği içinde gerçekleştirildi.