2024’e ilişkin hedeflerin de paylaşıldığı konuşmada ‘2024’te daha sağlıklı bir tablo’nun ortaya çıkacağı vurgulandı. 2024’ün ilk yarısında mevcut yavaşlama eğilimi devam etse de ikinci yarıda toparlanmanın başlayabileceğini söyleyen Erdal Bahçıvan, “Yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu hedefleri bir nihai nokta değil, bilakis ara hedefler olarak görüyoruz. Programda ortaya konulan makro hedefleri yapısal reformların izlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Orta Vadeli Program’da ortaya konulan hukuk başta olmak üzere yapısal dönüşüm vizyonunun kağıt üstünde kalmaması çok önemli. Ülkemizde sadece makro ekonomik dengeleri değil, yatırım iklimini de onarmamız gerekiyor” diye konuştu.
ENFLASYONDA ‘MUTLAK ZAFER’ VURGUSU
Her dönemin kendine has özellikleri olduğunu kaydeden Erdal Bahçıvan, “Bu dönemin başlıca özelliği hız. Hız çağında yıllar ve günler eskisinden çok çabuk geçiyor. Yeni yıl, yeni umutlar ve beklentiler demek. Geride bırakacağımız yılın muhasebesini yaparken öncelikli dileğimiz; en azından, geride kalan yıldan daha iyi olması; 2024’ün dünyaya, ülkemize barış ve bereket, hepimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesidir” ifadelerini kullandı.
Bahçıvan, dünya ekonomisinde 2023’ün, 2022’de yaşanan şokların mirasını devraldığını dile getirdi. İSO Başkanı, “Gelinen noktada küresel ekonomik ortam, dipten dönüş sinyallerine rağmen, halen ülkemiz ekonomisi için destekleyici olmaktan uzak. Bunun ana sebeplerinden biri yüksek faiz ortamı. Son verilere baktığımızda, enerji şokunun büyük oranda atlatılmasıyla enflasyon geri çekilirken büyük merkez bankaları da faiz artırımlarını hemen hemen sonlandırmış durumda. Yine de dünya enflasyon karşısında mutlak zafer ilan edebilmiş değil. Faizler muhtemelen 2024’ün ilerleyen dönemlerine kadar yüksek kalacak” diye konuştu.
İŞGÜCÜ VASFI EKSİK KALDI
-Yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu hedefleri bir nihai nokta değil, ara hedefler olarak gördüklerini belirten Bahçıvan, “Makro hedefleri yapısal reformların izlemesi gerek. Zira üretimde yapısal dönüşüm artık ertelenebilir olmaktan çıktı, kaçınılmaz bir zorunluluk haline geldi. Sanayimizin ölçek sorunundan işgücü vasfına kadar tamamlamamız gereken ciddi eksiklerimiz var”dedi. Bahçıvan şöyle devam etti: “Ekonominin paydaşları olarak dezenflasyon ve ekonomik dengelenme doğrultusunda yaşadığımız geçiş sürecine katkı sağlarken, üretimde verimlilik ve teknoloji açığımızı kapatacak kapsamlı bir reform sürecine de odaklanmamız gerekiyor. Zira üretimde katma değer ve teknoloji odaklı bir dönüşüm, eğitim, altyapı, işgücü piyasası, teşvik sistemi gibi pek çok alanda bütüncül bir stratejik planlama gerektiriyor.”